Playlist

30 Mart 2016 Çarşamba

SANAT DOLU ŞEHİR VİYANA...


HAFTA SONU KAÇAMAĞI VİYANA


Merhaba Sevgili Okuyucularım, 

Nasıl oldu bilmiyorum ama bu hafta pc bozuldu ve hiç bir backupımı alamıyorum. Ama bunun güzel yanları da var çalışmaya biraz ara veriyorsunuz :) Bende fırsat bu fırsat bu ay içerisin de yaptığım Viyana gezi notlarımı yazabilirim diye düşündüm. İlk defa gittiğim bir yer ile ilgili hızlı bir aksiyon alıyorum. Ahh şu işler olmasa sadece yazsam ne güzel olurdu :) 

Neyse Mart ayının ilk hafta sonu Viyana'ya gittim. İstanbul'dan direk giden bir sürü hava yolu şirketi var :) Biz yolculuğumuzu Atatürk Hava limanından Onur Air ile yaptık. Sanatla bu kadar iç içe başka bir şehir yok. Eğer Opera'ya düşkünseniz sokaklarda bile dinleyebilirsiniz. Viyana'yı gezmek istiyorsanız bence 3 gün dolu dolu yeterli bir süre. Cuma sabahın en erken saatlerinde uçuşunuzu alıyorsunuz. Yaklaşık 3 saatlik bir yolculuk sonrası Viyana'ya varıyorsunuz. Viyana hava alanı çok kolay zorlanacağınızı sanmıyorum. Bir metro veya bir otobüs her şey mevcut. O kadar fazla Türk var ki dilinizi konuşarak bile anlaşabilirsiniz :)

Önce Konaklamadan başlayalım. Viyana merkezi biraz pahalı ancak hosteller bulabilirsiniz. Biz biraz daha iyi durumda otellerde konaklamak istiyoruz derseniz. Viyana'nın merkezinde bulunmayan ama yürüme mesafesinde olan otelleri tercih edebilirsiniz. Viyana baya pahalı bir şehir bunu göz önünde bulundurmanızı ve önceden otel konaklamanızı almanızı tavsiye ederim. 

Gelelim bu şehri güzel yapan şeyler nelerdir, nereleri gezebilirsiniz hepsini sizler için yazıyorum.

Öncelikle size biraz Viyana'nın bizim açımızdan kısaca tarihinden bahsetmek istiyorum. Osmanlı İmparatorluğu Viyana'yı 2 kere kuşatma altına almıştır. Ancak ikisinde de başarısız olmuştur. İkinci kuşatma sonrasın da Osmanlı İmpartorluğu gerileme dönemine girmiştir. 1. Kuşatma 1529 yılında Kanuni Sultan Süleyman Han tarafından, 2.kuşatma 1683 yılında Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından yapılmıştı. İlk kuşatmanın amacı Avrupa'ya karşı Osmanlı İmpartorluğu'nun gücünü göstermekti ancak ne kadar ilk kuşatmada başarısız olsak ta Tarihçiler tarafından söylenen bu kuşatma sebebiyle Avrupa mesajı almış ve istenilen gözdağını almıştı. 2.Viyana Kuşatması ise tamamen Avusturya'nın Macarlara kötü davranması ve macarlar'dan ağır vergiler toplamasıydı. Macarlar bu baskılara daha fazla dayanamadı ve ayaklandılar. Bu ayaklanmalara güçleri yetmeyeceğini anladıkları zaman Osmanlı İmparatorluğu'ndan yardım istemek durumunda kaldırar. Ancak sonunda büyük bir darbe alan Osmanlı İmparatorluğu gerileme dönemine geçti ve Kara Mustafa Paşa ise başı kesilerek idam edildi.

Bu kadar tarih yeter. Bizim için Viyana'nın önemini elimden geldiğince sizlere aktardım şimdi gelelim gezmek istediğiniz yerlere ilk gün uçaktan indiniz otelinize yerleştiniz hemen kendinizi meşhur Graben Caddesi ve Kohlmarket atın, İnanın ilk gün başka bir şey yapamayacaksınız :)

Kartner Strasse

Graben Caddesi
Graben Caddesi Hediyelik eşyalar satan dükkanlarla ve sokak tarzını yansıtan butiklerle dolu bir caddedir. Bu caddenin tam ortasında bulunan VEBA anıtı bulunmaktadır. Eskiden Vebalılar bu caddenin altına gömülmüştür. Veba anıtı tarihe Kara Ölüm olarak geçmiştir. Şehrin Veba'dan kurtulmasının şerefine Kral 1.Leopold tarafından anıt buraya dikilmiştirç.  Caddenin sonuna yaklaştığınız zaman Aziz Stephan Katedralini göreceksiniz. 


Veba Anıtı 


Aziz Stephan Katedrali

Aziz Stephan Katedralinin içinden bir görüntü
Stephansplatz'da bulunan katedrale giriş bedavadır. 1147 Yılında inşa edilmiş olan bu katedral aynı zamanda Viyana Başpiskoposu Christoph Schönborn'un yaşadığı yerdir. Gotik mimariye sahiptir. Şehrin en önemli sembollerindendir.
Objektifimden Bir Katedral Resmi Daha :) 
Kartner Strasse;


Kartner Strasse Meydanı
Karl Meydanı (Karlsplatz) hemen Opera binasının olduğu meydandır. Nereye giderseniz gidin yolunuz buradan geçiyor. Gerçekten çok keyifli bir yer. Hemen burada çok keyifli cafeler, yemek yerleri bulabiliyorsunuz. Ancak sokak yemekleri hot dog'lar oldukça fazladır :)

Opera Binası
Opera Binası; Hemen Karl Meydanındadır. Dünyanın en iyi salonuna sahip olduğu kabul edilen Viyana Devlet Opera Binası, aynı zamanda şehrin simgesidir. Viyana dediğiniz zaman aklımıza ilk gelen Opera oluyor bizim :) Ancak opera dinlemek için bu şehre gidiyorsanız mevsimlerden kış aylarını tercih etmelisiniz. Yazın maalesef sahne sanatları olmamaktadır. 1861-1869 yılları arasında imparator Franz Joseph için inşa edilmiştir ancak 2.Dünya Savaşı sırasında bombalanan bina büyük ölçüde yıkılmıştır. Ancak sonrasında tekrar inşa edilmiştir ve günümüzdeki görüntüsüne kavuşmuştur. Opera'ya bilet almak isterseniz hemen önünde ulusal kıyafetlerle gezinen kişiler göreceksiniz bunlardan temin edebilirsiniz ancak fiyatları biraz yüksektir :)

2.Gün Viyana Sarayları ve Karl Kilisesi
Belvedere Sarayı
İkinci günümüzü iyi değerlendirmek için her zaman ki gibi erken uyandık. İlk olarak Belvedere Sarayını gezdik. Saray 1668 - 1745 yıllarında Savoy Prensi Eugen emri ile yaptırılmıştır. Osmanlı'nın Viyana kuşatmasında başarılı savunması nedeniyle bu saray ona ödül olarak verilmişti.  Yukarı ve aşağı Belvedere Sarayı olarak iki parçadan oluşmaktadır. Ortalarında göz büyüleyici bir bahçeye sahiplerdir. Yukarı Belvedere Sarayı'nın en önemli özelliği ise 15 Mayıs 1955'de Avusturya'nın 2.Dünya Savaşından sonra özgürlüğüne kavuştuğu anlaşma bu sarayda imzalanmıştır.
Aşağı Belvedere Sarayı


Maria Theresien Platz ve Anıtı

Hofburg Sarayı
Hofburg Sarayı 1654 yılında yaptırılmıştır. Saray daha çok kışlık malikane olarak kullanılıyor. Ünlü Fransız Kraliçesinden Marie Antoinette Hofburg Sarayında dünyaya gelmiştir.
Hofburg Sarayınından bir kare
Avusturya - Macaristan İmparatorluğu'nun daha çok kışlık sarayı olarak kullanılan yerde imparatorluk daireleri, müzeler, Şapel ve kilise, Avusturya ulusal kütüphanesi, İspanyol Binicilik okulu ve Avusturya başkanlık makamları bulunuyor. Bunlar dışunda Sisi Müzesi, İmparatorluk Gümüş Eşya Koleksiyonu bulunmaktadır. 



Objektifimden Kızıl Ordu Anıtı
Kiliseye gelmeden önce kent merkezinde bulunan Kızıl Ordu Anıtı çıkıyor karşımıza, burası 1955 yılunda eski Sovyetler Birliği tarafından inşa edildi. Dünya Savaşında ölen 17.000 Askerin anısına yapılmıştır.

KARL Kilisesi
KARL Kilisesi, İmparator VI.Karl tarafından 1716-1737 yılları arasında yaptırılmıştır. 1713 yılında veba hastalığı Avrupa'yı ele geçirdiğinde imparator bu hastalığın bitmesi halinde italyan piskopos, Kardinal Karl Borromaus adına bir kilise inşa etmeye söz verir ve hastalık bittikten sonra bu kiliseyi inşa ettirir. Kilisesin iki sütunu Roma'daki Traianus Sütunu'ndan esinlenerek yapılmış olup soldaki sütun "Sadakati" sağdaki sütun ise " Cesareti" simgeler.

Ve artık günün sonuna geldik :) Bugün inanılmaz yürüyüp yorulduk. Saray çıkışında yemek yedik ve akşam Strasse'de (Strasse= Almanca da Cadde demektir) yürüdük. Bu cadde günün her saatinde keyifli oluyor. :)

3.Gün Schonbrunn Sarayı
Schonbrunn Sarayı


Schonbrunn Sarayının Bahçesinden
Saray 1400 odadan oluşuyor. Habsburg Hanedanı'nın yazlık sarayıdır. Sarayın inanılmaz güzel bir bahçesi vardır. Kışın bu bahçe o kadar göz doldurmasa da eğer bahar veya yaz aylarında gidiyorsanız mutlaka bayılacaksınız :) Saray'ın bahçesi 1744- 1749 yılları arasında imporatoriçe Maria Theresia tarafından tamamlanmıştır. Saray inanılmaz büyüktür.
Seyir Tepesi
En tepesine çıktığınız zaman Viyana'yı seyir noktasına ulaşabilirsiniz. Gerçekten tüm Viyana ayaklarınızın altındadır. Sarayın hemen bahçesinde bulunan bir Hayvanat Bahçesi mevcuttur. Bu saray Avrupanın en güzel saraylarından biridir. Paris'teki Versay Sarayı'na benzettim.
Saray Bahçesinden bir kare
Sarayın Bahçesinden
Hayvanat bahçesini gezmedim. Çünkü inanın hayvanları doğalarından koparıp ufacık kafeslere koymalarına karşıyım. Sanırım bir çocuğum olunca da onu hayvanat bahçesine götürmeyeceğim. Gerçekten o hayvanların sırf bizler için küçücük kafeslerde yaşamaya mecbur bırakılmasını inanılmaz karşıyım. Bazılarınızın peki bu hayvanları nerede göreceğiz dediğini duyar gibiyim. Eğer Avrupa'yı gezebilecek paraya sahipseniz safari turuna çıkabilecek paraya da sahip olduğunuzu düşünüyorum. Hem keyifli bir deneyim hem de hayvanların doğal ortamında görmek için güzel bir fırsat olur :) Bu yüzden sanırım gelecekteki çocuğuma sesleniyorum. Büyüdüğün zaman safari turuna çıkacağız :)

Hayvanat Bahçesine Giriş Kapısı

Gelelim Yemek konusuna, benim için bambaşka bir konu.. Gittiğim ülkelerde şehirlerde oraya özel bir tat denemeyi çok seviyorum. Bazılarınız aman geçiştirelim yemeyelim ya da uygun yiyelim diyorlar. Ancak ben akşam yemeği ya da gündüz çok acıktığımda geçiştirmeyi sevmiyorum. Oranın kendine özel mutfağını denemek istiyorum. Tatlılarının tatlarına bakmak istiyorum. Bu yüzden sizlere de önerebileceğim güzel yerler olacaktır. Mutlaka denemelisiniz.

İlk önereceğim Belvedere Sarayının hemen çıkışında Sağ tarafınızda kalan SALM BRAU restauranında yemek yedik. Burası mükemmel lezzetli bir restauranttır. Viyana'ya özel bir mutfak yok ancak kendine özel Viyana Şinitzeli vardır. Ben en güzel orjinal viyana şinitzelini araştırdım. Bu restaurantın en iyisi olduğunu öğrendim. Gerçekten çok başarılıydı. Ben hep orjinal Viyana Şinitzelinin domuzdan yapıldığını duymuştum. Aslında böyle değilmiş :) Orjinal yapılan Dana Şinitzeliymiş.. Tadı gerçekten çok güzeldi. Türkiye'de sizin de bildiğiniz gibi sadece Tavuk'tan yapıyorlar :) 

Salm Brau

Viyana Şinitzeli


Kendi Üretimleri Bira
Buranın diğer güzel bir yanı ise kendi ürettimleri olan biraları, gerçekten çok güzel bir tadı var. Ayrıca birden fazla beer tast yapabiliyorsunuz. Küçük shotlar halinde geliyor.

Viyana'ya Özel tatlı olarak "SACHERTORTE" yedik. Bizim çikolatalı keklerimizin daha yoğun pudra şekerli versiyonu :) Bunu hemen hemen her pastaneden bulabilirsiniz. Ancak ben Opera Binasının tam karşısındaki metro istasyonunun yanında bulunan Aida Cafe - Konditorei Wien'den aldım.

Hemen Karl meydanında bulunan Vapiano her zaman ki gibi mükemmel pizzalar ve makarnalar çıkarıyor. Et yemeyenler için tavsiye edebilirim. 

Vapiano
Cafe olarak Opera binasının girişinin tam karşısında bulunan Fashion Cafe değişik bir konsepte sahip. Herşey moda gibi gözüken bu cafe biraz fazla rüküş gibi geldi bana.. Her yerde fashion tv açık doğal olarak ama sanki kız kıza gidip dedikodunun dibine vurabileceğiniz yerlerden :))

Fashion TV Cafe
Bir yazımın daha sonuna geldim. Çektiğim bazı resimleri paylaşıyorum. Bir sonraki seyahatimde gördüklerimi dilim döndüğünce sizlerle paylaşacağım :) Eğer aktif bir foursquare kullanıcısıysanız mutlaka takip etmenizi öneririm.

Foursquare: https://tr.foursquare.com/rookiejuno

Bu arada atlamadan yazmalıyım burası Swarovski cennetidir. O kadar çok ürün aldım ki bayıldım sırf bu yüzden bile viyana'ya gidebilirim. Bir çok Swarovski ürününü Türkiye'de bulamıyorsunuz. Fiyatlar olarak fark yok ancak ürün çeşitliliği çok fazla.  Hemen Kartner Strasse Caddesinde bulunuyor. 2 büyük mağazası da aynı cadde üzerindedir. Ayrıca bir mağazasının üst katı Outlet olduğu için geçmiş sezona ait tüm ürünleri uygun fiyatlara alabiliyorsunuz.


Kartner Strasse Swarovski Mağazası


Graben Caddesi

Kızıl Ordu Anıtından bir kare daha..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder