Playlist

26 Şubat 2016 Cuma

Hobbit Köyü Giethoorn Hollanda Seyahati 3.Vol


Hobbit Köyü Giethoorn

Bu yazımda size masal gibi bir köyden bahsedeceğim. Gerçekten rüya gibi bir köy. Elimden geldiğince dilim döndüğünce aktaracağım. 

Hobbit Evleri

Öncelikle burası "Kuzeyin Venedik"i diye biliniyor. Buraya gidebilmeniz için arabaya ihtiyacınız var. Amsterdam'dan trenler kalkıyor ancak bu köye direk gitmiyor. Belli bir yerden sonra tekrar bir arabaya ihtiyaç duyarsınız. Ya da otostop çekebilirsiniz çünkü başka bir vasıta maalesef yok. Yaklaşık 1 saat 40 dakikalık bir araba  yolculuğundan sonra buraya ulaşabiliyorsunuz. Navigasyona Giethoorn diye yazdığınızda sizi bu rüya köye getiriyor. Bazı navigasyonlar Giethoorn görmeyebilir. Bu sebepten "Steenwijkerland" olarakta yazabilirsiniz. 

Burada konaklayabileceğiniz bir yer yok. Varsa ben pek göremedim. Zaten bir kaç günlük bir yer değil. Dolu dolu bir gün ayırmanız yeterlidir. Biz indiğimizde biraz şaşırdık çünkü etrafta in cin top oynuyordu. Turist Information bile kapalıydı. Herhalde yanlış yere geldik diye düşündük. Sonra kapısında bu mevsimlerde pazar günleri kapalı olduğunu okuduk. Ve tekneler hava şartları nedeniyle yani kış ayı boyunca çıkarmıyorlarmış. Biz gittiğimizde yağmur olmasa da rüzgar vardı. Ancak hemen bir nehir kenarında bir restauranta girip köy ile bilgiler edindik.
Giethoorn Kanalları




Sevimli bir Dükkan

Tekne Turlarının kalktığı yer

Peki buralarda neleri gönderebilirsiniz. Buraya araba ile giremiyorsunuz. Belli bir yerden sonra ya yürümeniz gerekiyor ya da tekne kiralayıp tekneyle gezmeniz gerekiyor. Tekneleri sizde kullanabiliyorsunuz veya kaptanlı da kiralayabiliyorsunuz. Diğer bir seçenek ise Bisiklet kiralamanız ancak bunu hiç tavsiye etmem çünkü Hollanda'nın diğer yerleri gibi bisiklet yolu bulunmamaktadır. Bu yüzden bisiklet sizi zorlayabilir. Burada özel olarak görebileceğiniz bir yer yok. Biz arabayı Spar Marketinin önüne park ettik. Sonrasında yürümeye başladık. Öncelikle dümdüz yürüyorsunuz burada ki evler bile mükemmel sağlı sollu lüks restauranları görebilirsiniz.İnsanlar yazın burada kanal kenarlarına oturup piknik yapıyorlarmış. 

Giethoorn Kilisesi


Gelelim asıl Hobbit Evlerine buraya ulaşmak için dümdüz yürüyorsunuz. Karşınıza yukarıda ki gibi bir kilise çıkıyor. Kilisenin arka tarafından dolaşarak köprüyü geçiyorsunuz. Ve hoş geldiniz Masal Evlerine :) Belki internette denk gelmişsinizdir. Buraya araba girmeyen masal köy olarak biliniyor.

Gerçekten büyüleyici bu insanlar burada yaşlanmaz diyorsunuz. Eğer sizde çok fazla Avrupa'ya çıktıysanız herkesin gittiği yerlere gitmek yerine daha farklı yerler görmek istiyorsanız. Belli bir yerden sonra belki de belli bir yaştan sonra daha merkezi olmayan yerleri görmek için heyecanlanıyorsunuz. İnsanların yaşam tarzlarını merak ediyorsunuz. İşte burası da beni benden alan bir yer oldu. Eğer vaktiniz varsa mutlaka gelmenizi şiddetle tavsiye ederim. Ayrıca yol boyunca yürürken burada da herkes birbirine selamlaşıp yola devam ediyor. Gülümsüyorlar ve sizde otomatikman gülümsüyorsunuz :) Gülen insan hiç yaşlanır mı :) 


Hobbit Evleri

Hobbit Evleri

Hobbit Gören Masum Köylü :) 

Her sabah bu manzaraya uyanmak isteyen kaç kişiyiz :) 

Hobbit Evlerinden 

Masal Köy & Masal gibi Evler 


Kendim için çektiğim bu resimler gerçekten çok anlamlı.. Bu kadar gezmeye baya acıktık ve yemek yemek için yola koyulduk :)

Peki burada ne önerebilirim size... Öncelikle kesinlikle yazdığım restaurantı denemenizi tavsiye ederim. 

De Rietstulp Restaurant
Yukarıda resmini koyduğum restaurantı bulun ve mutlaka gidin. Bence çok pahalı değildi. Ancak çalışanları olsun patron olsun inanılmaz sıcak kanlı konuşkanlardı. Biz önden Domates çorbası istedik. Ancak domates çorbasının içinde domuz eti olduğunu söylediler. Biz sadece domates olmasını istedik. Eğer sizde çorba istiyorsanız bunu mutlaka belirtin. Ana yemek olarak Geyik eti, Lazanya ve Steak söyledik. Ancak burada very very welldone dememize rağmen garson bunu Aşçıya asla söyleyemeyeceğini söyledi. Çünkü bu aşçıya hakaretmiş :) Bu yüzden durumu açıklamaya çalıştık ancak bütün ısrarlarımıza rağmen biraz etin içerisi pembemsi kalıyor. Ancak Geyik etini ilk kez denememe rağmen çok güzel bizim damak tadımıza uygun bir ettir. İçecek olarak sıcak şarapları bir harikaydı. Ayrıca ikramları bile çok güzeldir. Yemek yerken kendimizden geçtik sanırım. Kısacası inanılmaz lezzetliydi her şey.. Masayı silip süpürdük :) 

Sıcak Şarap

Domates Çorbası (Görünüşe aldanmayın tadı mükemmel)

Lazanya 
Dana Steak

Geyik Eti

Hollandayı keşfedenler :)

 Bir gün kesinlikle bir kez daha gelmek isteyeceğim bu yerde kalbimi bırakarak Belçika sınırlarına doğru yola çıkıyoruz.  :)

Bir sonra ki yazımda size başka bir masal yeri Brugge anlatacağım. Şimdilik kendinize iyi bakın.. :)


25 Şubat 2016 Perşembe

Hollanda Seyahati 1.Vol Leiden & Lahey & Den Haag

Merhabalar Değerli Blog Okuyucularım!

Daha önceden bir kez Amsterdam'ı altını üstüne getirmiş biri olarak bu sefer gittiğimde tüm hollandayı gezmem gerektiğini düşündüm. Geçen hafta Hollanda'nın kuzeyinden Güneyine her yerini gezerek mükemmel fotoğraflar çektim. Her ne kadar seyahatlerimde notlar tutsam da belli zaman sonra yediğim yemeklerin tatlarını unutuyorum veya hangisi hangisiydi karıştırıyorum. Bu yazım malum biraz uzun olacak :) Bu yüzden hızlıca konuya giriyorum. Öncelikle Geçen hafta salı günü Amsterdam Uçak biletimi çok uyguna alarak salı akşamı yola çıktım. Eğer sizde hafta içi biletinizi alırsanız çok daha uyguna gelir. Ayrıca Amsterdam inanın bana 1 haftalık bir yer değil. Mutlaka yakın yerlerine gidip görmelisiniz. Salı akşamı geç bir saatte Amsterdam'a vardığımız için direk otelimize gidip uyuduk. Otel ve gittiğim mekanlarla ile ilgili tüm yorumlarımı aşağıdaki linke tıklayarak okuyabilirsiniz. 

Çarşamba sabahı güne çok erken başladık. Kız arkadaşımla beraber öncelikle kaldığımız otele yakın Leiden Merkeze indik. Burası Hollanda'nın güneyi olarak geçiyor. Leiden tamamen bir üniversite şehridir.Genç kesimi burada çok fazla görebilirsiniz. Turist yok denecek kadar azdır. Çok bilinen bir yer olmadığından kendinizi oranın yerlisi gibi hissedebilirsiniz. Doğası gerçekten çok güzeldi. Sizin de bildiğiniz gibi Hollanda deniz seviyesinin altında bir ülkedir. Bu yüzden her yerinde kanallar vardır. Hava durumu için ideal bir mevsim değil. Bizim şansımıza hava o kadar yağmurlu değildi. Hollandalıların söylediğine göre bu yıl Hollanda en sıcak kış mevsimini yaşıyor. Bence Hollanda'nın ideal mevsimi yaz ve sonbahardır. İlkbahar yağmurlu, kış karlı geçiyor. Gerçekten güneş yalancı güneş içinizi ısıtmıyor. Bu yüzden size tavsiyem eğer kış mevsiminde gidiyorsanız mutlaka kendinize termal içlik edinin. Biz giderken gitmeden önce İstanbul Decathlon'dan çok uygun fiyata aldık.Neyse nerede kalmıştık :) Leiden'da gezilecek pek yer yok. Sokaklarında yürüdük. Sabahtan öğlen'e kadar burayı yürüyerek bitirdik. Öğlen vakti Cafe Vlot'ta bir kahve molası verdik. Kanal'ın üzerinde iskele yapılmış çok sevimli bir cafeydi. Kanalların her iki tarafında sağlı sollu kafeler, publar mevcut.Bunların hemen hemen hepsini kaldığımız gün boyunca denedik. İstiklal Caddesi kıvamında güzel bir caddesi var. Bütün kıyafet markalarını burada bulabilirsiniz. Hemen bu cadde üzerinde Pieterskerk Kilisesi mevcut.

Pieterskerk Kilisesi

Hemen ilerisinde Marekerk Kilisesini görebilirsiniz. Biz iki kız leiden'i keşfetmek için çok çaba sarfettik :) 

Marekerk Kilisesi

Leiden ünlü yel değirmeni şehrin hemen hemen her noktasında gözünüze çarpıyor. Gerçekten aşık olabilirsiniz bu şehrin doğasına :) Yeldeğerimeni boyunca yürüyüş yapabilirsiniz. Çektiğim bir fotoğrafı paylaşıyorum. 

Molenmuseum de Valk

Corpus Bilim Müzesi

Leiden en ünlü ve inanılmaz dolu olan Corpus Bilim Müzesini görmenizi tavsiye ederim. Eğer Hilton Garden Inn Leiden'da konaklıyorsanız biletinizi Hilton Resepsiyonundan almanızı tavsiye ederim. Çünkü normalde 20Euro kişi başı ancak Hilton kendi misafierlerine 12,5 Euro'ya bilet veriyor. İçerisinde İnsan organları, Hayvan organları bulunmaktadır. 


Dediğim gibi Leiden yarım günlük bir yer. İnsanlar inanılmaz güler yüzlüler herkes birbirine selam vererek geçip yoluna devam ediyor. Bunca yıl yurtdışı deneyimim olmasına rağmen böyle bir tabloyu hiç görmemiştim. Bir sürü Hollanda'lı ile gözgöze gelip selamlaşıp gülümsedik.
Peki Leiden'da nerelere gidilir nerelerde takılınır :)
Leiden yukarıda bahsettiğim gibi genç nüfusun olduğu bir yerdir. Bu yüzden akşamları publar hafta içi bile olsa kalabalıktır. Ayrıca hafta sonu yer bulma olasılığınız çok düşüktür. 
İlk gün yorgunluk kahvesi için Cafe Grand Vlot'a gitmiştik. Kahveleri gerçekten başarılıydı. Manzarası ise göz dolduruyor. İlk gecemizde Lemmy's Biercafe'ye gittik. Küçük ama bir o kadar sevimli bir yerdi. Burada dikkatimizi çeken diğer şeyde insanlar sandalyelerinin üzerine montlarını koyuyorlar. Bu süre de dışarı çıkıp sigara içip geri döndüklerinde sandalyelerini kimse almıyor. Eğer üzerinde bir mont yoksa o sandalyenin anlamı boştur size sormadan alırlar. Leiden'ın bir çok yerinde kredi kartı kullanımı çok azdır. Genelde cash çalışıyorlar. Burası da onlardan biri, biraz burada oturduktan sonra gecenin ilerleyen saatlerinde Cafe de Kroeg adlı mekana gittik. Burası müziğin yüksek olduğu bir bar mekanıydı.Rahat salaş bir yer diye düşünüyorduk ancak hafta sonu gittiğimiz de tam tersine haftaiçinin farklı bir konsepti ile karşılaştık. İçerisi takım elbiseli ciks bir mekana dönüşmüştü. Kapı da güvenlik görevlileri mevcuttu. İçerisi hınca hınç doluydu. Herkes ayakta takılıyordu. Ama ona bile yer kalmamıştı :) Sonrasında bütün leiden cafelerini dolaştık içi biraz daha boş bir mekan bulduk.

Cafe de Kroeg


Lemmy's Biercafe


Cafe Grand Vlot
Stadscafe Van Der Werff  mekanında oturabildik. Birkaç bira içtikten sonra otelimize dönüp uyuduk. Günü dolu dolu yaşamak istiyorsanız bu gezilerde biraz uykusuz kalabilirsiniz. :)



Leiden Evleri
   
Stadscafe Van Der Werff 



İstanbul'da her içki sonrası Kokoreç yiyen insanlar olarak burada hemen merkezde Döner Company gördük ve döner yedik :) Sahipleri tahmin ettiğiniz gibi Türkler :)

LAHEY - DEN HAAG



Den Haag Plazaları


Den Haag MeydanıLeiden'ı yarım günde bitirince kalan zamanımızı Lahey'e bağlı Den Haag bölgesine gittik. Burası Hollanda'nın 2.büyük şehridir. Bir çok iş yerini burada bulabilirsiniz. Yüksek plazaların olduğu bir bölgedir. Yaşam alanları siteleri burada görmeniz mümkündür. 

Den Haag Sokakları

Denhaag Meydan





Graffiti


Den Haag'ta çok fazla gezilecek yer yoktur. Bu yüzden sokaklarında kaybolabilirsiniz. Keyifli bir caddesi ve sonunda güzel bir meydanı vardır. Ara sokaklarında güzel graffitilere rastlayabilirsiniz. Biz bu caddeyi yürüyüp resim çektirdikten sonra yemek yemeye karar verdik. Burada bir çok Avrupa ülkesinde olan Vapiano vardı. Mükemmel bir makarna yiyerek gezmeye devam ettik.




Vapiano


Popocatepetl



Popocatepetl bir Meksika Restaurantıdır. Buranın Steak'leri gerçekten çok başarılıydı. Vapiano ile birbirlerine çok yakınlar. Burası aynı zamanda Okyanus kenarına yakın bir yerdir. Eğer yazın gidiyorsanız mutlaka Deniz kenarındaki restaurantları denemelisiniz. Biz bir sonraki akşam bu güzel deniz kenarında yemek yemeye gittik. Hava'nın soğuk olması nedeniyle çok fazla resim çekemedim. Ancak Okyanus Kenarında yemek yiyor olmanızın düşüncesi bile çok güzeldi. Şimdi sizinle bu resimlerimi paylaşacağım.


Grand Cafe Restaurant Vitesse


Burası Okyanus Kenarındaki güzel bir restaurant. Malumunuz eğer Hollanda'ya geldiyseniz mutlaka bir kere de olsa bir balık yemelisiniz.













Very Italian Pizza




Eğer VAPIANO'da yemek istemiyorsanız. Size ikinci önerebileceğim yer Very Italian Pizza restaurantıdır. Bu restaurant hem Leiden hem de Den Haag'ta birden fazla şubeye sahiptir. Eğer sizde benim gittiğim şubeyi tercih etmek isterseniz Foursquare linkine tıklayabilirsiniz. 













Lahey Okyanus Kenarı


Amsterdam'ı bir sonraki yazımda anlatacağım. Bu yüzden eğer kısa süreli gidiyorsanız ya da Amsterdamı sadece merak ediyorsanız aşağıdaki linki tıklamayı unutmayın.




Hollanda Seyahati 2.Vol AMSTERDAM


ÖZGÜRLÜKLERİN ŞEHRİ AMSTERDAM


Amsterdam denince aklımıza ilk gelen kelime Özgürlük olur. Baskılarından arınmış bir şehirdir.. Redlight ile olsun, Cooffeshopları ile olsun her yerde ot kokusunu alabilirsiniz. İçmeseniz de içmiş kadar olursunuz :) Bu güzel şehir çok fazla turist almaktadır. İngiltere'den hafta sonu turlar geliyor. İngilizler eğlencenin dibine vurup ülkelerine geri dönüyorlar. Amsterdam 1 haftalık bir yer değildir. Bu yüzden bir hafta sonu cuma gününü izin alarak gelip görebilirsiniz. Peki nereleri gezip görebilirsiniz hemen paylaşıyorum. 

  • Amsterdam Kanalları
Amsterdam kanallar üzerinde kuruludur. Bu yüzden her yerde kanallar vardır. Dünyaca ünlüdür. Amsterdam'a gelip bu kanalların önünde resim çektirmeyen yoktur diye düşünüyorum :) Kanalların tadını nasıl çıkartırsınız mutlaka bir kanal turu yapın. Bu turlar yaklaşık 1 saat sürmektedir. Ayrıca etrafında bol bol yürüyüşler yapın. 

Amsterdam Kanalları
Amsterdam Kanalı



Hollanda'nın her yerinde Bisiklet kullanıcıları oldukça fazladır. Günlük araba kiralamak hiç mantıklı değildir. Çünkü otopark bulmak oldukça zordur ve fiyatları oldukça yüksektir. Günlük 50 Euro gibi otopark ücreti ödeyebilirsiniz. Kapalı otoparklar daha pahalıdır. Saatlik ücreti bile oldukça pahalıdır. 20 Euro gibi bir rakamdır. Bu yüzden ulaşımı oldukça rahat bir yer olduğu için bence her yeri tramway veya tren kullanarak gidebilirsiniz. 


  • DAM Meydanı
Burada görecekleriniz oldukça fazladır. Her yerde Türkçe cümleler duyabileceğiniz bir meydandır aynı zamanda :) İnanıyorum ki Türkler bu gidişle Amsterdam'ı feth edecekler :)


  1. Kraliyet Sarayı ( Hollanda Kralı resmi ziyaretçileriniz burada kabul eder)
  2. De Nieuwe Kerk ( Kilise olarak bilinse de 15.yy kalmıştır. Hollanda Kralı Willem Alexander hem evlilik hem de Kral olurken taç giyme törenini burada gerçekleştirmiştir. 
  3. Ulusal Anıt ( Hollanda sizin de bildiğiniz gibi 1.Dünya savaşı boyunca tarafsız kaldı. Avrupa'da barışın sağlanması konusunda büyük çabalar sarf etti. Ancak Naziler Belçika ve Hollanda'yı işgal ederek Hollanda'da yaşayan 140 bin yahudinin 100 binini öldürdü. Bu anıt 2.Dünya Savaşı kayıplarına adanmıştır.)
  4. Madame Tussauds ( Burası ünlü yıldızların Bal mumu heykelerinin sergilendiği yerdir. Fiyatlar oldukça yüksektir, benim fikrime göre içeride ki bal mumu heykelleri görülmeye değer değildir. İngiltere'dekiler kadar başarılı değil)
  5. Hotel Krasnapolsy Binası ( Burası Amsterdam'ın en eski ve en pahalı otellerinden biridir)
Kraliyet Sarayı



De Nieuwe Kerk 

Amsterdam Centraal
Kraliyet sarayı


Dam Meydanı




Hemen Arkamda gördüğünüz Madame Tussauds
  • Mademe Tussauds Müzesi
Dünyanın bir çok ülkesinde bulunan ünlü bal mumu müzesidir. Amsterdam Şubesi ise Dam Meydanın'dadır. Benim fikrimi sorarsanız çok güzel değil ancak eğer zamanınız bolsa girebilirsiniz. Ama bir bal mumu müzesi görmek isterseniz mutlaka İngiltere'ye giderseniz oradakini denemenizi tavsiye ederim. Buradaki heykeller ünlülere pek benzemiyor.

  • BEGİJNHOF
Begijnhof

Girişi bulmakta oldukça zorlandım ama bu benimle alakalı olabilir :) Burası benim favori yerim. Amsterdam'ın simgesi haline gelen evler göz kamaştırıyor. 1346 yılında manastır yeminleri olmadan rahibe olarak yaşayan Katolik kardeşler birliği Begijntes için ibadethane olarak inşa edilmiş bir alan. Avlu çevresinde şehrin en eski evi olduğu tahmin edilen Het Houten Huis, 15.yy kalma kilise Engelse Kerk ve 1680 yılında yapılan Begijnhof Şapeli bulunuyor.

  • RED LİGHT DİSTRİCT
Red Light District ya da bilinen türkçe adı ile Kırmızı Fener Mahallesi tüm Avrupa'nın en ünlü bölgesidir. Bu bölgede birçok Seks shop, Randevu evi, Gay bar, Live Sex, çeşitli tiyatrolar bulabilirsiniz. 
Red Light District Gece Görüntüsü
  
Amsterdam'ın aynı zamanda en güzel en canlı kanalları bu bölgededir. Hemen arka paralel sokağında kek, mantar yiyip ot içebileceğiniz mekanlar bulunmaktadır. 
Red Light Gündüz Görüntüsü


Ben iki kere gitmiş biri olarak yazın inanılmaz ağır kokuyor. Ama gezmesi çok daha keyifli bir mevsim kışın o koku o kadar yayılmıyor. İnsanlar içeride çekiyorlar. 

Gelelim artık bu barlar sokağı nerededir. Turistin az olduğu Hollandalıların çok olduğu yerlerden bir tanesine Leidseplein'e :)  Amsterdam'da konaklama oldukça pahalıdır. Bu yüzden size tavsiyem burada yer bakmanızdır. Merkeze yürüyerek 20Dakikadır ama merkezde inanın gece yapabileceğiniz çok şey yoktur. 

Öncelikle burada meşhur I amsterdam yazısını bulabilirsiniz. 

  • Rijksmuseum
I amsterdam

17.yy Hollanda sanatına adanmış en geniş koleksiyonun yanı sıra Ortaçağ'dan günümüze uzanan ilgi çekici eserlerin sergilendiği Hollanda Ulusa Müzesidir. Bu yüzden Amsterdam'ın en önemli müzesidir. 

  • MUSEUMPLEIN 
Burası istemeseniz de yolunuzun çıkacağı yer. Buraya Dam Meydanından Tramway'ı kullanarak kolay ve rahatça ulaşabilirsiniz. Dam Meydanından 5 Numaralı Tramway'a binin ve Rijkmuseum durağında inin. Biz tramway için biletin nereden alınacağını bilmediğimizden ücretsiz seyahat ettik. Her yurt dışına gitmiş biri olarak bunu sık sık yapıyoruz sanırım :) Museumplein Müze meydanı anlamına gelmektedir. Ünlü Rijksmuseum ve Van Gogh Müzesi buradadır. Aynı zamanda meşhur Amsterdam yazısıda buradadır. Önünde insanların olmadığı bir an kendinizi hızlıca yazının önüne atın ve çekilin bazen o kadar kalabalık oluyor ki siz görünmüyorsunuz :)
I Amsterdam Yazısın Önünde 

  • Van Gogh Müzesi

Van Gogh Müzesi



Amsterdam'ın bir diğer ünlü müzesi olan Van Gogh Müzesidir. Dünyanın en kapsamlı Van Gogh (1853- 1890) koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Eğer resimlere karşı bir ilginiz varsa mutlaka ziyaret etmelisiniz. Görmeye değer resimler var. 

  • Anne Frank’ın Evi
Burasının benim için ayrı bir önemi var. "The Fault in our stars" hem okuduğumda hem filmini izlediğimde çok etkilenmiştim. Burası II.Dünya Savaşı sırasında Anne Frank ve ailesinin 2 yıl boyunca saklandığı evdir. Bugün ise müzeye çevrilmiştir. Bu yüzden şehrin en önemli noktalarından biri olmuştur.

Anne Frank Evi

  • Vondelpark
Doğa harikası bir park, içerisi çok büyük yazın tüm hollanda burada yatan, piknik yapmak isteyen herkesi burada bulabilirsiniz. Amsterdam'ın en geniş alanına sahiptir. 100 tür ağaç ve kocaman bir orkestra sahnesi vardır. Yazın burada canlı orkestra müzikleri oluyor. Ücretsiz bir şekilde dinleyebilirsiniz. Kış aylarında biraz soğukta olsa yine de oksijen fazlalığı baş dönmesine sebep olabilir. 


  • Rembrandtplein
Amsterdam'ın en güzel ve ünlü meydanlarından biridir. 1876 yılında Hollandalı Ressam ve baskı ustası olan Rembrandt'ın meydana heykelinin yerleştirilmesi ile bu isme sahip olmuştur. Günün her saati eğlenceli bir meydandır.


  • Oude Kerk
Amsterdam'daki en eski ve en büyük kilise. Günümüzde Gotik yapı 14.yy kalma olup tek nefli kilisenin bazilikaya dönüştürülmesi ile oluşturulmuştur. Gotik mimari yapısıyla ilgileniyorsanız. Mutlaka Prag'ı ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Bir sonraki yazımda Prag'dan bahsedeceğim.




  • Amsterdam Çiçek Pazarı
Amsterdam Çiçek Pazarı şehrin en güzel noktasıdır. Amsterdam'a kadar gidip de ünlü çiçek pazarında bir tur atmadan geri dönmek olmazdı. Burada Lale tohumları alarak balkonunuza ekebilirsiniz.  Gerçekten çok güzel bir görüntü oluşuyor. 

Çiçek Pazarından Görüntüler
Heineken Experience

  • Heineken Experience
Bira kullanıcılarının özellikle girmek isteyecekleri yerlerin başında geliyor. Ancak gerçekten çok fazla kuyruk oluyor. Giriş kişi başı 18euro+ 2 İçki free. Ama bazen merkezde tur şirketlerinin önünden geçerken mutlaka uğrayın 1-2 euro daha ucuza alma ihtimaliniz oluyor. Burası ünlü Heineken'in ilk üretim yaptığı bira fabrikasıdır.



Dam Sokak Gösterisi




Square

Begijnhof
De Bijenkorf


Vondelpark



Peki Amsterdam'da neler yiyebilirsiniz. Hangi kafelere gidebilirsiniz. Yukarıda bahsettiğim gibi Leidseplein caddesine çıktığınızda bütün hayatın orada aktığını görebilirsiniz. Biz ilk gün meşhur Hard Rock Amsterdam'a gittik. Rezervasyonunuz yoksa bekleme olasılığınız çok yüksektir. Biz yaklaşık 1 saat bekledikten sonra bir masa boşaldı ve bizi aldılar. Size burada önerebileceğimi NY Steak ya da Domuz Kaburgası gerçekten bu ikisi de çok lezzetliydi. Hard Rock kendine özel sosları var ve inanın gerçekten çok başarılı. Servisi hem hızlı hem de çalışanları inanılmaz samimi ve içtenler. Çok güzel bir canlı müzik mekanı önerdi bizde bu öneri üzerine oraya gittik. The Waterhole  gittik. Eğer 21:00'den önce girerseniz giriş ücretsiz ancak sonrasında girerseniz giriş ücretli biz 1 dakika ile 21:00 öncesinde girdik. İçerisi gerçekten çok eğlenceliydi. Canlı müzik çok başarılıydı. Burada Kredi kartı geçiyor. Sonrasında hemen çıkıp The Bulldog'a gittik. Burada ot alıp denedik. Ancak burası turistik olduğu için mi anlamadım ama Redlight'ın orada ki kadar etkili değildi. Ama bunun sebebi bende olabilirim. Malum sigara kullanmadığımdan içime nasıl çekilir bilmiyorum :) 
Daha detaylı Restaurant tavsiyelerim için foursquare bakabilirsiniz. Burada ayrıca Levend Restaurant bulunmaktadır. Türk mutfağı yemeklerine hasretseniz burası da sizin için bir öneri olabilir. Fiyatlar normal. Burada her yemeğin yanında mutlaka bir patates ürünü bulunmaktadır. Ekmek pek tercih edilmiyor.
Hard Rock Amsterdam
Ot'un Görünüşü




Domuz Kaburgası
NY Steak



Meşhur Hollanda Ayakkabıları dilerseniz
ayağınıza uygun bedenli olanı alabiliyorsunuz :) 


Yaz Mevsiminde Amsterdam
Yaz Mevsimi Amsterdam





















Amsterdam hakkında tüm bilgilerimi paylaştım. Toplam 2 günümüzü burada dolu dolu geçirdikten sonra bir sonraki durağımız Hollanda'nın Hobbit Köyü olacaktır. Giethoorn'a gidiyoruz. Aşağıdaki Linkten direk ulaşabilirsiniz.